27 Haziran 2008 Cuma

Futbolcu Çalışanlar, Yeşil Saha Şirketler

Çalışma hayatı yeşil sahalarda yaşananları barındırsaydı ofisimiz, kariyerimiz, ilişkilerimiz, performansımız nasıl olurdu acaba? Çalışanlara futbolculara uygulanan süreçler uygulansa, şirketler futbol sahaları olsaydı mesela.

Koçluk, transfer, sözleşme, performans gibi sözcükler iş dünyası ile spor camiasında ortak kullanılan kavramlar. Ancak futbol dünyasının kendine has kural ve terimleri var. Ofsayt, gol, tezahürat gibi… Bunların günümüz iş hayatında futboldaki anlamları ile kullanıldığını düşünmek çok eğlenceli oldu. Sizinle paylaşmak istedim.

Futbolcular, aslında hemen tüm sporcular, olumlu ya da olumsuz geribildirimi hemen alan insanlar. Hemen her gün kendileri hakkında yapılan performans değerlendirmeye tanık oluyor, artıları eksileri masaya yatırılıyor. Küçük yaşlardan beri yer aldıkları profesyonel ortamlarda bulunuyorlar, strese alışkınlar.


Satışçı olan birinin tam satışı kapadığı anda alkışlarla ‘yürü, yürü’ diye desteklendiğini düşündünüz mü hiç? Ya da bir insan kaynaklarcının mülakat başlamadan yaptığı açıklamalardan önce fair-play’e değindiğini. Binlerce şirket müşterisinin toplanıp yönetim kurulu istifaya davet ettiği bir şirkette çalışmak biraz gergin olurdu sanki.

İşten izinsiz olarak erken çıkan çalışana sarı kart, ikincisini yapana kırmızı kart veren idare müdürlerine ne dersiniz.

Banka veznesinde yanlış para sayan bankacıya müdürü ofsayt bayrağı kaldırsa daha verimli olabilir miydi, yoksa sadece üzerindeki baskıyı mı artırmış olurduk.

Merdivenden düşüp ayağını burkan personele soğuk kompleks yapılıp çalışma alanına geri gönderilmesini kim ister ki. Ya da yorulan bir personelin öğleden sonra daha dinç bir personel ile yer değiştirmesi motivasyonu ya da bireysel verimi artırırdı şüphesiz.

Kötü bir proje geliştiren ekipler hemen o akşam TV kanallarında saatlerce, ertesi günden itibaren de gazetelerde sayfalarca eleştirildiğini düşünmek bile insanı ürpertiyor.

Hiç yorum yok: